İnsanın Cenneti ve Cehennemi: İyilik ve Kötülük
İnsanların, iyilik ve kötülük olmak üzere iki yüzü vardır. Önemli olan, hangi yüzün baskın olduğudur. Kendisini tanıyan bir insan, kötü düşüncelerini ve olumsuz yönlerini nasıl bastıracağını bilir; çoğu zaman da bunlara hâkim olabilir.
Ancak bazı insanlar vardır ki, profesyonel bir iki yüzlülükle kötü taraflarını ustalıkla örtbas ederler. Sanki o yön hiç yokmuş gibi davranırlar. Tıpkı bir insanın yüzüne gülüp, arkasından atıp tutmak gibi... Hatta arkasından söylediklerini, o kişiye hiç belli etmeden dostluğunu sürdürebilir.
Fakat şu bir gerçek ki, bu kötü tarafımızı yalnızca insanlardan gizleyebiliriz. Tanrı ve kendimiz, her şeyin farkında oluruz. İnsan başkalarını kandırır, çoğu zaman da utanmaz. Ama asıl soru şudur: Kendisini ne kadar kandırabilir? Ya da yaratıcıyı? Bu, kişinin arsızlığına kalmıştır...
Kötü tarafınızı cehennem, iyi tarafınızı ise cennet olarak tanımlayın. İyi yönünüzü gösterdiğinizde karşınızdaki insana cenneti yaşatırsınız; fakat kötü tarafınız ortaya çıktığında, o kişi cehennemi yaşar. Peki, kimleri cennetimize ya da cehennemimize alıyoruz? Bu seçimi neye göre yapıyoruz? Kendi doğrularımıza, vicdanımıza, merhametimize güvenerek mi?
Haşa! Biz Tanrı mıyız? Belki de öyleyiz... Her insan, kendi dünyasının Tanrısı; ama bu dünyanın kuludur. Bu dengeyi kurabilmek, insan olmanın en karmaşık çelişkilerinden biridir.